Ailenizi genişletmeyi planlamak hayatınızın her alanını değiştirecek ciddi bir adımdır. Bebeğinin gelişimi için doğru ortamı hazırlamak isteyen bir kadın, hamileliği planladığı andan itibaren bazı önemli noktalara dikkat etmelidir. Yapılan araştırmalar, annenin vücut kondisyonunun, bebeğin gelişimi açısından çok önemli olduğunu, ancak aynı zamanda çocuğun ileriki yaşamında pek çok şeyi etkilediğini ortaya koyuyor. Çocuğun alacağı ilk "bakteri seti" büyük ölçüde anneye bağlıdır ve çocuğun ileride alerjilere, doğuştan gelen bağışıklığa, obeziteye veya tip 2 diyabete yatkınlığına etki edebilir.
Sağlığınız ve refahınız için her zaman nasıl beslendiğiniz son derece önemlidir. Bu durum, minik insanın gelişeceği çevre üzerinde daha da büyük bir etkiye sahip. Basit karbonhidratlar ve aşırı işlenmiş gıdalardan oluşan bir beslenme, Candida mantarlarının aşırı çoğalmasına yol açabilir. Karaciğer de yağlanır, detoks organları zorlanır ve gerektiği gibi çalışmaz. Bu da vücutta toksik maddelerin dolaşmaya başlaması anlamına geliyor. Ayrıca şekerin aşırı tüketimi mide asidinin etkisini azaltır - mide pH'ı artar, bu da zararlı maddelerin sindirimi ve öldürülmesi zorlaşır, gıda bileşenleri fermente olmaya başlar ve bu da hoş olmayan semptomlara neden olur. Önemlisi, şeker oranı yüksek ürünlerin besin değeri çok fazla değildir, sadece enerji olarak kullanılmadığında fazla kilo olarak depolanan boş kalorilerdir. Unutmayın ki aşırı yemek hiçbir durumda faydalı değildir. Bazıları hamileyken iki kişilik beslenmeniz gerektiğini söyler, ancak gerçek şu ki hamile bir kadın, trimester'a bağlı olarak nispeten daha fazla kalori tüketmelidir, üçüncü trimester'da ise normalden yaklaşık 500 kcal daha fazladır. Ayrıca, diyeti doğru bir şekilde oluşturmak ve eksiklikleri etkili bir şekilde gidermek için hangi ürünlerin bizim için iyi, hangilerinin kötü olduğundan emin olmakta fayda var. Ek olarak istenmeyen semptomlara yol açabilen veya hatta hamile kalmayı zorlaştırabilen bir gıda alerjimiz veya intoleransı olabilir. Böyle durumlarda bağırsaklarınızın durumuna daha yakından bakmanız gerekir çünkü geçirgen bağırsaklar gıda alerjilerine neden olabilir.
Bağışıklık bağırsaktan gelir. Üstelik araştırmalar, modern hastalıkların %80'inden fazlasının bağırsaklardan kaynaklandığını doğruluyor. Dolayısıyla sağlığınıza dikkat etmeye bu organdan başlamanız gerekiyor. Sindirim sisteminin düzgün çalışması beslenme, stres ve ilaçlar gibi faktörlerden etkilenir. Bakterilerin besin kaynağı olan diyet lifi açısından zengin besinler, bakteriyel homeostazın korunmasına yardımcı olur. Ani ve şiddetli stres mikrobiyom üzerinde güçlü bir etkiye sahip olup, bakteri popülasyonunu azaltır. Yapılan araştırmalar antibiyotiklerin çocuğun mikrobiyomu üzerinde yıkıcı etkisi olduğunu da ortaya koyuyor. Gebeliğin ikinci ve üçüncü trimesterinde annenin antibiyotik kullanması çocukluk çağı obezite riskini yüzde 84 oranında artırıyor. Çevre kirliliği, stresli yaşam tarzı ve düşük kaliteli gıda ürünleri vücudun homeostazisini korumak için mevsimsel olarak probiyotik alınmasını gerekli kılıyor. Etkinliği klinik çalışmalarla desteklenmiş olanları tercih etmekte fayda var. Narin bakterisi vücudun homeostazisini geri kazandırır, güçlü patojenlerle savaşma özelliğine sahiptir ve sindirim sistemini destekler. Etkili tesiri sayısız vaka ve insan hikâyeleriyle teyit edilmiştir. Narin bakterisi sadece bağırsak disbiyozlarında değil, aynı zamanda jinekoloji ve doğum alanında da yaygın olarak kullanılmaktadır.
Orta düzeyde ve düzenli fiziksel aktivitenin birçok açıdan etkisi vardır. Fitness, kalori yakmayı ve enerjiye dönüştürmeyi sağlamasının yanı sıra sindirim sistemi ve mikrobiyom üzerinde de olumlu etkilere sahiptir. Bakteriler hareket etmeyi severler, bu sayede bağırsakların daha iyi çalışması, vitamin üretimi ve besinlerden mineral emilimi sağlanır. Ayrıca lenf sisteminin düzgün çalışması için egzersiz yapmak da gereklidir. Lenf, vücuttaki tüm toksik maddeleri kas hareketleriyle toplayıp lenf düğümlerine taşıdığından, günlük düzenli aktivite şarttır. Lenf tıkanıklığı ciddi sağlık sorunlarına, şişmeye, zararlı maddelerin neden olduğu iltihaplanmaya ve daha fazlasına yol açabilir. Sevmediğiniz egzersizlerle kendinizi yormanıza gerek yok. Yapmaktan hoşlandığınız bir şey bulun, seçenekler çok, önemli olan kendinize göre bir şey seçip onu düzenli olarak uygulamanız. Uyku da çok önemlidir, çünkü vücudun yenilenmesini ve dinlenmesini sağlar. Yaşam tarzı aynı zamanda refahımız ve mikrobiyomumuz üzerinde yıkıcı etkisi olan stresle nasıl başa çıktığımızı da içerir. Ani veya kronik olsun, canlı bakteri kültürlerini etkili bir şekilde yok eder, homeostazisi bozar, insan vücudunu enfeksiyonlara karşı daha duyarlı hale getirir.
Hamile kalmayı planladığınızda düzenli olarak uzmanlara görünmeyi ihmal etmeyin. Sağlığınızı kontrol etmek için temel testler gereklidir. Gebe kalmadan önce bir jinekoloğa danışmak faydalı olacaktır ancak diş hekimine de görünmek gerekir. Doğru ağız bakımı periodontitis sorununu azaltacak veya tamamen ortadan kaldıracaktır. Hamilelik döneminde hormonal dengenin değişmesi nedeniyle zayıflayan ve ihmal edilen dişlerde çürük riski daha da artar. Kadınların hamilelik döneminde dişlerini kaybetmeleri mümkündür, ancak bu genellikle daha önceki ihmallerin sonucudur. Ayrıca birinci ve ikinci trimesterde kadında meydana gelen değişiklikler sonucu mide bulantısı ve kusma görülebilir. Asidik mide suları diş minesini tahriş eder ve eğer kustuktan hemen sonra dişlerinizi fırçalarsanız, diş macunuyla oluşan reaksiyon çok zararlı olur.
Hamilelere özel, doktorların önerdiği pek çok vitamin seti ve diğer ürünler mevcuttur. Ancak gebe kalmadan önce de eksiklerin giderilmesine ve doğacak bebeğe en iyi ortamın hazırlanmasına özen göstermekte fayda var. Vajinanın asidik ortamı son derece önemlidir çünkü spermlerin doğal seçilimine olanak tanır (sadece güçlü ve sağlıklı spermler hayatta kalır). Bu nedenle vajinal bakteri florasının homeostazına dikkat etmek ve laktik asit bakterileri ile desteklemek önemlidir. Narum Vagine, üreme çağındaki kadınların vajinasında doğal olarak bulunan Doderlein basilinin morfolojik özellikleriyle aynı olan bir probiyotiktir. Bu ürünle tedavi, kişisel ihtiyaçlara bağlı olarak 1 ila 3 ay arasında kullanılmalıdır. Bağırsakların temizlenmesi ve makro ve mikro elementlerin emiliminin kolaylaştırılması için vücudun detoks edilmesi gerekir. Bunun için en iyi çözüm OFFToxic ve Detox'un en az 21 gün boyunca eş zamanlı kullanılmasıdır. Temizlik sırasında vücudun yeterli sıvı alması ve basit karbonhidratların (şeker, beyaz un, çoğu meyve) vücuttan atılması çok önemlidir. Temizlenen bağırsaklar daha verimli çalışacak ve vücuda verilen vitamin ve mikro elementler daha iyi emilecektir. Planlanan gebelik öncesinde folik asit ve D vitamini takviyesi şarttır; ayrıca anne adayının çinko, iyot, kalsiyum ve magnezyum takviyesi alması gerekir. B9 vitamininin, çocuğun gelecekteki babası tarafından da gebe kalmadan birkaç hafta önce alınması gerekir. Gebeliğin ilk üç ayında folik asit eksikliği, çocuğun sinir sisteminde doğuştan gelen kusurların oluşma riskini artırır, bu nedenle bu takviye son derece önemlidir. Bağırsak homeostazını yeniden sağlamak ve bağışıklığı güçlendirmek için probiyotik tedavisi almalısınız. Lactobacillus acidophillus Er-2 suşu 317/402 Narin bakterisi etkili ve son derece güçlüdür. Narum markalı özel ürünler bakterilerin kalitesinin ve orijinalliğinin garantisidir. Bu özel suşun bağırsak duvarlarına yerleşerek hastalığa neden olan mikroorganizmaları yok etme kapasitesi yüksektir. Bağırsakları etkileyen birçok faktör vardır ancak bunların çoğunu kontrol edebiliriz. Çünkü bağırsakların durumu, kişinin enfeksiyon kapma yeteneğini ve durumunu belirler.
Hamile kalmadan önce yaptırmaya değer tedaviler:
Kullanmak:
Narum OFFToxic forte, Narum Detox ve Matsun ilk günden itibaren birlikte kullanılır.
Narum OFFToksik forte :
Aynı zamanda Narum Vagine'i günde 1-2 kapsül vajinal yoldan kullanmalısınız. İhtiyacınıza ve sağlığınıza göre en az 1 ay ile 3 ay arasında tedaviye devam edin.
Dozaj:
Not: Eğer kabızlık çekiyorsanız Narum Forte'u 3 günde bir 1 kapsül alınız. Ayrıca, bağırsak hareketleriniz düzenlenene kadar her sabah Radioprotectanto 2-4 kapsül, akşamları Narum Plus 2-4 kapsül ve geceleri Lizozimo 50-150 ml kullanmaya devam etmeli ve daha sonra yukarıdaki hedef öneriye ulaşana kadar Narum Forte dozunu kademeli olarak artırmalısınız.
Eğer ishalden muzdaripseniz, Sabahları 2 ila 4 kapsül Narum Fast, akşamları 2 ila 6 kapsül Narum Forte. Ayrıca Mumio Asidofil günde 2 kez 1-2 kapsül, Lizozimo günde 50-150 ml, uzun süreli ishal durumunda Seyahat 2 x 3 kapsül.
Ürüne tıklayın ve satın alma işlemine geçin: